RUHUN SOKAK GÜRÜLTÜSÜ DÜŞ RİTMİNDE

THE DIN OF STREET SPIRIT SOUNDS IN THE RYTHME OF DREAMS

7 Temmuz 2009 Salı

Maldoror Şarkılarından 3

ece yarısı; bir tek omnibüs bile yok Bastille'den Madeleine yönüne giden. Yanılmışım; işte bir tane, birden çıkıyor, yerden çıkar gibi. Gecikmiş birkaç kişi dikkatle bakıyorlar ona; çünkü ötekilere benzemiyor bu. Ölü balık gözlü, ölü bakışlı insanlar oturmuşlar arkasına. Tıkış tıkış, sanki ölmüş hepsi; aslında yolcu sayısı yönetmeliklere uygun, fazla değil. Arabacı atları kırbaçlıyor, ama sanki kolu kırbacı değil de, kırbaç kolunu kaldırıyor. Bu garip, bu dizsiz yaratıklar topluluğu da neyin nesi? Ay sakinleri mi yoksa? Bazen buna inanası geliyor insanın; ama daha çok cesede benziyorlar. Son durağa varmak için acele eden omnibüs, hızla yol alıyor, yoldan kıvılcımlar çıkıyor... Uzaklaşıyor!.. Ama biçimsiz bir kitle, izliyor onu, tozların arasında. "Durun yalvarırım, durun... Bütün gün yürümekten ayaklarım şişti... dünden bu yana bir şey yemedim... annembabam sokağa attılar beni... çaresizim... evee dönmeye karar verdim... bana bir yer verirseniz çabucak vararırım... sekiz yaşında küçücük bir çocuğum, bütün güvencim sizsiniz..." Uzaklaşıyor!.. Uzaklaşıyor!..Ama biçimsiz bir kitle, inatla izliyor onu, tozların arasında. Bu soğuk bakışlı adamlardan biri yanında oturanı dirseğiyle dürtüyor; kulağına gelen bu berrak tınılı haykırışlardan duyduğu hoşnutsuzluğu anlatmak istiyor sanki ona. Öteki onaylama anlamında belli belirsiz eğiyor başını, ve tıpkı yer kabuğunun içine çekilen kaplumbağa gibi bencilliğinin içine gömülüyor sonra. Öteki yolcuların da bu iki yolcu gibi düşündükleri yüzlerinden okunuyor. Çığlıklar iki üç dakika daha duyuldu, gittikçe tizleşerek. Bulvara bakan pencereler açıldı ve, elinde ışık tutan şaşkın bir surat yola göz attıktan sonra panjuru hızla kapatıp gözden kayboldu... Uzaklaşıyor!.. Uzaklaşıyor!.. Ama biçimsiz bir kitle, izliyor onu, tozların arasında. Yalnızca biri, bu taştan insanların arasında kendini düşlere kaptırmış bir genç, acı karşısında merhamet duymuşa benziyor. Acıyan küçük bacaklarıyla omnibüse yetişeceğini sanan küçük çocuğu korumak için sesini yükseltmeye cesaret edemiyor; çünkü öteki adamlar küçümseyerek tepeden bakıyorlar ona, ve o da onlara karşı ne yapacağını bilemiyor. Dirseklerini dizlerine dayamış, başı ellerinin arasında, şaşkın şaşkın düşünüyor, insanlık erdemi dedikleri şey bu mudur? diye. O zaman bunun boş laftan başka bir şey olmadığını, şiir sözcükleri arasında bile bulunamadığını anlıyor ve kabul ediyor yanılışını. "Gerçekten de neden ilgilenmeli bu çocukla? Boşver şimdi onu!" diyor, kendi kendine. Bununla birlikte az önce küfür işleyen delikanlının yanağına yakıcı bir göz yaşı indi. Güclükle alnına götürdü elini, donuk karanlığı ruhunu karartan bir bulutu kovalamak istercesine. İçine fırlatılmış olduğu bu çağda çırpınıp duruyordu, ama boşuna; bu çağda yeri olmadığını biliyordu, ama kurtulmasının da olanağı yoktu. Korkunç bir zindan! İğrenç bir yazgı! Lombano, o günden bu yana hoşnutum senden! Öteki yolculara karşı aynı kayıtsızlığı duyarken hep seni izledim. Öfkeyle ayağa kalkıyor delikanlı, istemeyerek de olsa, kötü bir eyleme katılmamak için uzaklaşmak istiyor. Bir işaret çakıyorum ona, yanıma oturuyor... Uzaklaşıyor!.. Uzaklaşıyor!.. Ama biçimsiz bir kitle inatla izliyor onu, tozların arasında. Haykırışlar birden duruyor, çünkü ayağı bir kaldırım taşına takıldı çocuğun ve düşüp başını yardı. Omnibüs uzaklarda kayboldu ve sessiz sokak bomboş... Uzaklaşıyor!.. Uzaklaşıyor ama, biçimsiz bir kitle inatla izlemiyor artık onu, tozların arasında. Elinde solgun bir fenerle geçen şu paçavracıya bakın; Omnibüste bulunanların hepsinden daha büyük bir yürek var onda. Çocuğu yerden kaldırıyor; emin olun iyileştirecek onu, anababası gibi sokağa atmayacak. Uzaklaşıyor!.. Uzaklaşıyor!.. Ama, bulunduğu yerden, paçavracının delici bakışları inatla izliyor onu, tozlar arasında! Ahmaklar, budalalar soyu! Pişman olacaksın, böyle davrandığın için. Görürsün sen! pişman olacaksın, görürsün, pişman! Şiirimle bütün olanakları kullanarak, insan denen bu yırtıcı hayvanın, ve ciğeri beş para etmez birini yaratmaması gereken Tanrı'nın canına okuyacağım. Kitap üstüne kitap yığılacak, taa yaşamımın sonuna kadar, ama yalnızca şu anda bilincimde olan bir tek düşünce yer alacak şiirlerimde.

Hiç yorum yok: