Düğün salonlarında en tehlikeli kişiler, ne eli silahlı mafya bozması salon sahipleri ne de yeni yetme kızlardır...
Düğün salonlarının en tehlikelileri, aslında o salonda olmak istemeyen, çoğunlukla orda olmayı hakir gören, hiç aristokrat olamamış ama hep özenmiş, kent kültürüne din niyetinde tapan, beklentili ve ihtimal hayattan da çok istediğini bulamamış orta yaş civarı kadınlardır.
Bunlar genellikle, kolay kolay oynamazlar. Birilerinin bunlara ısrar etmesini beklerler. Eğer ısrar gelmezse, takı törenine kadar bekleyip giderler.
Israr geldiğinde büyük bir hazla reddetmeye başlarlar. Her redlerinde bacaklarının arası da en az kafası ya da beynindeki haz noktası kadar sulanır. Bu beyin sulanıklığıyla tutuk hareketler yaparak yerlerinde hareket etmeye başlarlar. Bu bildiğiniz teşhirciliktir, tamamen ısrarcıları ağına çekmek içindir.
Israr artar, haz büyür. Sulanan beyin - beden, titreyerek boşalmak için oturduğu yerde duramaz, ayaklanır. Önce kendi masasının yanında aksak hareketler yapar. Bu hareketler, yuvarlak ve ritmik hareketler yapan düğün bedenleri coğrafyasına adeta bomba gibi düşer ve ilgi çeker. Alakasız sağa sola bir anda kırılıveren popolar, saçma bir şekilde aşağıya sarkı p yürek hoplatan göğüsler, düğün toplumunun psiko-beden coğrafyasına indirilmiş ilk yumruklardır.
Kapital, büyük fetiştir. Ve Marx'tan beri, meta fetişizmi, elif - lam - cim gibi bir kod ifa eder. Çırıl çı plak bir bacağın tahrik etmesi yerine, file çorabın, ya da etekten sıyrılmış bacağın tahrik gücü bu yüzden daha yüksektir. İşte inen bu yumrukların tahrip gücünün yüksekliği de tamamen buradan ileri gelir.
Bu noktadan sonra, en az Anadolu'ya giren atlılar kadar şen ve atik olan düğünün sarhoşları, hemencecik, eş dost tanıdık akraba ortamı olmasına sığınarak bu kimsenin yanında bitiverir. Çekim, örümcek ağına düşen sineklerle birlikte, hazzın suları merkeze doğru akar. Pistin ortasına doğru ilerlenir.
Düğün salonlarında en tehlikeli kişileridirler...
Burdan sonrası gelişmeler, az çok tahmin edilebilir. Ölçeği değişmekle birlikte, bir çok mikro ya da makro olaya, krize neden olabilirler.
Bir bitmez düğün olarak kapitalizm, krizleriyle aksayan ritminde kendini bir tahrik nesnesine çevirerek, ona bağlı özneleri kendine nesneleyen bu tip kadınlardan farksızdır.
Kapitalizm, kendini fetişleyerek büyüyen, hareket eden ve mobilize bir organizma gibi ani ve sürekli tepkiler verebilen bir düğün karısıdır.
Herkes onu sikmek ister, ama kimse sikemez.
Ya da henüz sikemedi.
Ozan Durmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder