1966 ‘de Breton öldüğü zaman, 1969 yılında surrealist grup ikiye bölündü. 1970’de, sürrealistlerin moralleri bozulmuş olup dağılmaya başladıkları zaman, Vincent Bounoure, Michel Zimbacca (yaşıyor), Micheline Bounoure ve Marianne Van Hirtum ile Paris Surrealist grubunu yenilettirdi.
Bunlar iki erkek ve iki kadın idi. Iki kadın : Joyce Mansour ile Marianne Van Hirtum en iyi tanınmış şair olarak tanındılar surrealist hareketinde, Micheline Bounoure’da iyi bir ressam. Paris’te, toplantısız, yeni bir sürrealist hareketi inşaa ettiler. Yalnız surrealistler ve çok yakın sürrealistlerin arkadaşları için, “Sürrealist Bağ Bülten“ini, 200-300 tane olaraktan basmaya başladılar. 1970 den 1977’e kadar, çok iyi kalitede, 12 numara basıldı.
Bu bülten’de şiirler, resimler, çizgi resimler, eylem ve oyun önerileri, deneyimlerin öyküleri, teorik yazılar, sanatın işlevi üstüne Surrealist grup ile Herbert Marcuse’un ciddi müzakere’leri, oyun denemeleri üstüne Vratislav Effenberger ve tam olarak gizli Prag Sürrealist grubunun bülten içinde tartışmalı yazışmaları (sonuç olarak kolektif bir kitap basıldı, Sürrealizm Uygarlığı). 1977 yılιnda Paris Sürrelist grubu bu kitabι Paris’te bastı. Bu kitap gazetelerde büyük bir karışıklık yarattı. 1977 yılından itibaren, 12 bülten, bir önsözle, militan, yenilikli kurumsal, dünyaca tanınan ihtilalcı bir yahudi Michael Löwy tarafından yazıldı ve kitap halinde yayınlandı. Aynı yıl, Sürrealizm Uygarlıgı kitabinin yayinlanmasi sayesinde, yavaş yavaş sürrealistler her onbeş günde bir veya ayda bir kere, tekrardan görüşmeye başladılar.
Rafet, acaba Paris’te yaşanmış olan bu durumu, yani, buluşmazsızın, görüşülmeden bir Sürrealizm’in varlığını biliyor muydun? Prag’taki vahim durum tam tersine idi; sürrealist’ler her gün buluşuyorlardı, fakat ne yayınlıya biliyorlardı, ne sergi açabiliyorlardı, ne halk için de konuşa biliyorlardı, ne de kimseler surrealist bir grubun varlığını biliyordu. Acaba bu durumu biliyor muydun?
Sizin üyelere bu bilgileri yansıtmamın sebebi şu ki, çoğu kez, başka ülkelerin gruplarından surrealist’ler bu bilgileri bilmiyorlardı ve onlara aynı şeyleri söyledim ve yazdım. Sürrealizm yalınız şiir, başkaldırma, objektif bir rastlantı, sevgi ve saire değil, aynı zamanda belki başta ilk önce bir kolektif yaşam biçimidir diye düşünüyorum. Biz sürrealistler eski alışılmış geleneksel kuralları pek kullanmıyoruz, kuvvetimiz yeni kanunlar bulmaktır.
Böyle bir yönde gittiğinizi düşündüğüm için cok sevinçliyim.
Ody
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder