RUHUN SOKAK GÜRÜLTÜSÜ DÜŞ RİTMİNDE

THE DIN OF STREET SPIRIT SOUNDS IN THE RYTHME OF DREAMS

12 Kasım 2009 Perşembe

Özge Dirik Üzerine/ aras keser

Çıkmadı mı şairler yukarı ?



“26 yaşındaki Özge Dirik, oturduğu apartmanın 10’uncu katındaki dairesinden…”


Bir adam,bir mağazaya girer,sadece kitaplara bakan insanların arasından geçip “dergiler” bölümüne ilerler,”kuzey yıldızı” dergisini uzun araştırma ve deşmeler sonunda bulur ve dergi bölümünün en başına koyar,şüpheyle yaklaşan görevli kadın “napıyorsunuz” der,adam dergiyi eline alır,kendi şiirinin olduğu sayfayı açar ve “bu şiiri yazan benim arkadaşımdı,yakın zamanda öldü,onun için bu dergiyi en öne koymak istedim”der…

Çıkmadı mı?

…”atlayarak yaşamına son verdi.Polisler dirik’in dairesinde yaptıkları incelemelerde kapıda…”

“Hişt,duydun mu adam ölmüş,odtü iktisat mezunuymuş,sorunluymuş,
hee atlamış valla,yok istemem marketten bişey..ölmüş…”

“İkincil ruhla pisuar buluşmaları”.Özge yazmış,Özge ölmüş..şey demiş:


“Seçim sandığına bir defa gittim, tüm ideolojimi bir zarfa sığdırmam tam bir saat aldı, diğer insanların ideolojilerini sandığa boşaltmalarını engellediğim için karakolda bitti sonu.”


Yazık çocuğa.Çok düşünmüş ayol.Yok başka şiirleri de var yine benzer içerikli temalar…”Ağır ol bay düz yazı,Öteki siz,Hece,Varlık” falan oralarda yayınlamış.

Yukarı?

Sonrasızlık.”Ki en kötüsüdür öldükten sonra bile istemek”.26 yıl boyunca dünyada ne yapılır? Kaç canlı vardır.Küçükken salıncağı kırılan çocuğun suratında kaç tane gülümseme birikir.Bakma fotoğraflarına,öldüğünden habersiz…sen çok şey olmuşsun.Neden olmuşsun,bir yerde bir yanlışlık olmuş mudur?Yani,söylenmesi gerekenler ve yaşanması gerekenler…kaç tane insan bir toprağın içine gömülmüştür,sırf bu sebepten.
Seher eskidi.”Annem yanlış bir adamı seçtiği için,on bir taneydi bizde ayların sultanları.”Yalan söylemek kadar kolaydır gerçek,tek fark gerçeğin ne olduğunu bilmememiz..Ah! ne karamsar cümle,yoksa siz eski grunge tiplerden misiniz?.Ne kadar tuhaf her şeyiniz,bayım siz bir yalancısınız çünkü ölmek istediniz….


“demode bir don şimdilerde aşk
ağzını hangi musluğa dayarsan Ania,
kan karışacak şehrin içme suyuna”




“zorlama ve evde boğuşma izi olmadığını söylediler. Komşuları Dirik’in daha önce de intihara teşebbüs ettiğini iddia ettiler…”


İddia ediyorum.Hayatta olmak her anlamda yaşamaktır.Ve herkes kaldırabilir,bir bulantı cenazesi gibi içinden o eski ve ölmüş kadını.Kimse gömemez kimseyi “öldürdüğü gibi özenle”…Haa.Öyle bir şey yok. Ağustos ayında…atlamış…ölmüş.26 yaşındayken ölmüş.30 Tane şiir vasiyet bırakmış,kitaplaşsın demiş,kitaplaşmamış.Evet nick drake dinler,varoluşçuluk ile ilgilenirmiş(ondan ölmüş)..Askere gitmiş,yapmış,dönmüş,atlamış(“ On yedi kalp krizi gücü kırılır elbet”)Çalışırmış,işi de varmış,güzelmiş işi ama atlamış.(kapattım ışıkları)


“Yakınları,mutlu bir evlilikleri bulunan Dirik çiftinin maddi sorunu bulunmadığını intihara anlam veremediklerini söyledi…/Vatan Gazetesi”


Çirkin ördek derisi(nden eldiven imal eden bahaneler) diye bir şiiri varmış.”Bahsi geçen bir anne,çocuğunu öleceği yaşa büyütemediğinden dirense de”…Son yazdıklarından biriymiş ya da değilmiş.Annesi.Yok o ölmemiş.


Şairler,yukarı?


Aras Keser






S a h n e
Gıpta zamanlardan bir yaşam sırrı.
Devasa yalnızlıklara açılan kapılarda,
Tanrı misafiri umutlarınızla beraber,
Zilinizi de çalıp kaçıyor afacan çocuklar.

Safrasını bırakıyor gökyüzü üzerinize,
Yıldızınız dahi yok geceleri hüznünüze ortak.
Bir memurun masa örtüsünün altından çalınan kirası gibi,
Artık bakire değil gecenizin mavisi.

Savunmasız, açık kentleri ele geçiriyor ancak,
Engin tutkularınız, tutuklu kalmışlığı yarınlarınızın.
Ne zaman bir çiçek dalında kurusa,
Bir sevgilinin daha çok üzülmüşlüğü uzanıyor başucunuza.

Uykuya dalarken annesinin mutlu masallarıyla,
Uyanırken babasının acı öyküleriyle büyüyen çocukluğunuz için,
Şimdilerde aşk;
Kanamalı bir hasta için yara bandı yalnızca.

Hayatını cehaletin tanrılarına sıvazlarcasına,
Aşıdan habersiz bir annenin secdeye varışı gibi,
Yormuyor çocuğunuzun tanrıya yolculuğu.

Devşirilmiş devirlerden kalma hesap tabağı artıkları hayat.
Hangi şapka alkışa kaldırılsa içinde ölü bir tavşan.
Ve çok eskilerden bir sahne gözünüzün önünde,
Münir Özkul affetmeden, nefretle terkediyor çocukluğunuzu...

Özge Dirik

Hiç yorum yok: