Yeni ve karanlık bir çağın başlangıcındayız… Savaşlar, yıkımlar, ölü insanlar… Manipülasyon, şeyleşmenin son noktasında aşırı uyarılmadan hissizleşmiş insanlık… Artık disütopyaların hayata geçtiği bir dünyadayız.
Peki bu karanlık tabloda sanat nerede duruyor?
Sistem içinde kurumsallaşmış, kendi iç iktidar aygıtlarını kurmuş, gösteri toplumunun değerlerini yeniden üreten küresel sanat pazarı… Bir birinin benzeri, ruhsallıktan yoksun, tribüne oynayan, aşırı figüratif binlerce iş iç uzayımızı sanat formlarında işgal ediyor.
Oysa, yeni bin yılın sanatı piyasa kurallarının, medyanın star sisteminin, küratör iktidarının, akademinin, tüm kurumsal yapıların ve genel beğeni denilen garabetin ötesinde; bağımsız, özgür ve kolektif üretebilen bir sanat olmalıdır. Şiir ile resim, heykel ile müzik, video ile graffiti, bilimkurgu ile tiyatro, yerleştirme ile slogan en mutant formlarda birleşebilmelidir.
Sanat üretenlerin ortak tema, kavram yada konularda yan yana gelebilmesi için bir uzmana, küratöre yada kuruma bağlanmalarını savunmak; yaratıcıların bilinçlerine, kalplerine zincir vurmak demektir. Yaratıcıları özgürce yan yana getirip, kolektif üretimlere yol açacak tek şey kendi düş güçleridir.
Güncel sanatın açtığı ufuklar ile tarihsel avant garde’ın gücünü birleştirebilen, düşünsel ayağı sağlam, her hangi bir sınır, disiplin kabul etmeyen yeni bir düş sanatı inşa etmek mümkündür.
Yeni bin yılın sanatı mutant bir sanat olmalıdır.olası tüm mutant formlarda iş ve işin ötesinde tahayyül üreten, paylaşan bir sanat olmalıdır. Nihilist, saldırgan, kötümser bir sanat…
Türler, disiplinler, kavramlar arası olma ötesinde sınır ihlaline dayalı; dövüşken bir sanat!
Post-modern hayatın gürültüsüne teslim olmamış, doğunun sessizliğine de kapıları açmış; bilim çağının insan psiko-pataolojisinde açtığı yarıklara uzanabilen bir sanat. İç model ile dış gerçekliği, rüyalar ile gündüz düşlerini, takıntılar ile tutkuları yan yana getiren; duvarları yıkan aktivist sanat eylemi. Göçebe ruhunu, baştan çıkarmanın ayartıcılığını kuşanmış, yer altı duyarlılığını kaybetmemiş, sokakların olanca gürültüsünü sırtlamış, tartışmaya ve tartıştırmaya açık mutant sanat…
Hayatı ele geçirmek için yola çıkmak, bir bütün olmadan farklı melodilerin armonisini ayartmak… kulağa hoş geliyor.
İlk görev eski köprüleri uçurmak; yeni ve sihirli raylar döşemek için…
Mutantlar çağına hoş geldiniz!
Notlar:
1-bu metin çağrıya ses verecek dostlarla oluşturulacak, kolektif üretim çabasının, geçici yada kalıcı bir üretim hattının oluşumu için bir kışkırtma çağrısıdır…
2-ilk başta kaleme alanın üretim ve düşüncelerine inandığı çekirdek bir ekip ile çağrı taslağı duyurusu sınırlı tutulmuştur.
3-çağrının çekirdek muhatapları İstanbul, İzmir ve Ankara illerindendir ve video, edebiyat, heykel, kısa film, tiyatro, sokak sanatı, resim, yerleştirme, fotoğraf alanlarının bir yada bir kaçında işler üretmişlerdir.
4-bu çağrı ticari yada medyatik hiçbir kaygı taşımamaktadır. Her hangi bir kurum, kuruluş, dernek yada dergide bağımsız yapılmıştır.
5-çağrının çekirdek muhatapları, ortak ruhu ve kaygıları taşıdıklarını düşünen dostları ile metni paylaşıp, onları tartışma ve üretim sürecine davet edebilirler.
6-metne eleştiri, öneri, katkı ve itirazlar kasım ayının sonuna dek beklenmektedir. Amaç ifade edilmeye çalışıldığı gibi ortak hedeflerle, kolektif bir proje geliştirebilmektir.
7-her şey güsel ama ille de formül ne diyenlere:
= rimbaud+beuys = tzara+mueck = magritte+banksy = artaud+maya deren = duschamp+radiohead=
1 yorum:
bu çağrıya cevap veriyorum.fikir güzel, elbetteki tartışılıp geliştirilmesi gerekiyor ve bunun için de farklı katılımların sağlanması şart.böyle bir çabanın neler sağlayabileceğini görebildiğim için bu oluşuma ,elimden gelen hertürlü katkıyı sağlayabilmek için hazır kıta bir asker gibi beklediğimi bilmenizi isterim.
Yorum Gönder