RUHUN SOKAK GÜRÜLTÜSÜ DÜŞ RİTMİNDE

THE DIN OF STREET SPIRIT SOUNDS IN THE RYTHME OF DREAMS

18 Nisan 2011 Pazartesi

Gemideki düşlerin aritmetiğinde sarhoşluk yarattı isyankar ruhlar/ The rebellious souls caused drunkenness in the arithmetic of dreams on board

“Eğer, Sürrealizm aracılığıyla, “olan” şeylerin tek bir oluş imkanı olduğu fikrini tereddütsüz reddediyorsak ve eğer “olan” bir yolla, insanlara gösterip izlemelerine yardım edebileceğimiz bir yolla, insanların “olmadığı”nı iddia ettikleri bir şeye varabildiğini ilan ediyorsak, batı düşüncesinin alçaklığını damgalamaya yetecek kelimeler bulamıyorsak, mantığa karşı silahlanmaktan korkmuyorsak, rüyalarda yaptığımız bir şeyin uyanıklık halinde yaptığımız bir şeyden daha az anlamlı olduğuna yemin etmeyi reddediyorsak, zamanı ortadan kaldırmayacağımızdan bile emin değilsek; şu kötü eski saçmalığı, şu sürekli raydan çıkan treni, çılgın nabız atışını, içinden çıkılmaz kırık ve bozuk canavarlar yığınını; bizden, ne çeşit olursa olsun bir sosyal koruma aygıtına şefkat göstermemizi, hatta hoşgörülü olmamızı nasıl beklersiniz? Bizce gerçekten kabul edilemez olan tek delilik budur. Aile, ülke, din düşüncelerini yıkmak için her şey yapılmalı, her yol denenmelidir. Sürrealistlerin bu konudaki duruşu ne kadar iyi bilinse de uzlaşmaya yer olmadığı vurgulanmalıdır… (İkinci Sürrealist Manifesto, s: 67) Ne şekilde ortaya çıkarlarsa çıksınlar, şiirsel aldırmazlık, sanatın başka yöne çekilmesi, bilimsel araştırma, saf spekülasyonla mücadele ediyoruz; büyük ya da küçük zihinlerini bir tasarruf bankasını kullanacakları gibi kullananlarla hiçbir işimiz olsun istemiyoruz. Bütün terk edilmiş tanıdıklar, bütün feragat etmeler, kitaptaki bütün ihanetler bu lanet saçmalığa bir son vermemize engel olamaz. (2. Sürrealist Manifesto, 5:45 Yayın, 2009)

Tüm bu görüş çerçevesinde değerlendirmek gerek Yıkım 2011’i. Yıkım bir yok oluş demektir. Devrimci bir harekettir yokoluş. Lautrémont şarkılarını yazarken denizler ülkesinde var olmuş, yeniden doğmuş, ölümü kutsamış, yaşamı kutsamış, insanlardan iğrenmiş, köpekbalıklarına aşık denizcileri sevmiş, deniz canavarlarını yüceltmiştir. Şarkılarının sonuna doğru ölüme yolculuğu seçmiştir. Maldoror’un şarkıları düşleri söyler ve bu dünyadaki tek kötü yaratık insandır. Maldoror, bir geminin fırtınada alabora olduğuna tanık olur, kazadan kimse kurtulamamıştır. Enkaza bakarken bir yaralı görünce hemen kararını verir. Hiçbir şey bu kararı değiştiremeyecektir. Adamı öldürür. Hiç korkusu yoktur, çünkü o muazzam gecenin fırtınasının salladığı beşikte uyuyordur insanın adaleti. Eğer kazadan kurtulan bir at ya da bir köpek olsaydı ona dokunmayacaktı Maldoror. Fırtınanın getirdiği sarhoşlukla, insanın adaletini insana sunar Maldoror. Bütün yolcular eşittir denizin ortasında, enkaz yığınının arasında, denize tutunmadan sürüklenebilirler. Bir gemide sınıfsal farklılıklarla yolcu eden insanlar ancak bir enkazda ölüyken birbirlerine eşit olabilirler, saf adalet bunu gerektirir. Değer yargılarından, ahlaksal acımadan ırak, öldürmenin zevkini tattığını söylerken Lautrémont aslında yaşamı kutsamaktadır, tüm iç derinliklerine girebildiği için insanın. Zira bir sonraki bölümde, intihar eden bir gencin canlı olduğunu görünce sevinecektir.

Michael Löwy, Benjamin’in gerçeküstücülüğüne değindiği yazısında, Benjamin, Rimbaud ve Lautrémont’u büyük anarşistler olarak göstermiştir, bunun nedeni burjuva ahlak düzenini, Spiesser ve filistenlerin “ahlak budalalığını” havaya uçurmasından ötürüdür (Löwy, Sabah Yıldızı,s.35).

Löwy’e göre o yılların Marksist düşünürleri arasında bir tek Benjamin, kriz halindeki sınai/burjuva uygarlığının doğurabileceği korkunç yıkımların önsezisine vardı (Löwy s. 42). Uygarlığın doğurabileceği yıkımlara karşı uygarlığın yıkılması ve yeniden yapılandırılmasıdır Yıkım 2011’in düşlediği. Sarhoşluğun gücünü devrime katmak yeni bir varoluş hazırlamaktır arzu edilen. Bu şenliğe tüm varlıklar katılacaktır, başta hayvanlar olmak üzere, gemide hayvanlar uygarlığın yıkımından, korkunç fırtınadan kaçmaktadırlar, Lautrémont onları kurtaracaktır şüphesiz, Apollinaire her biri için şiirler yazacaktır. Ya insan, insanı kim kurtaracaktır, bunun yanıtını aramak da gene insana düşer…

Fantom
*

The rebellious souls caused drunkenness in the arithmetic of dreams on board

“If, through Surrealism, we reject unhesitatingly the notion of the sole possibility of the things which "are," and if we ourselves declare that by a path which "is," a path which we can show and help people to follow, one can arrive at what people claimed "was not," if we cannot find words enough to stigmatize the baseness of Western thought, if we are not afraid to take up arms against logic, if we refuse to swear that something we do in dreams is less meaningful than something we do in a state of waking, if we are not even sure that we will not do away with time, that sinister old farce, that train constantly jumping off the track, mad pulsation, inextricable conglomeration of breaking and broken beasts, how do you expect us to show any tenderness, even to be tolerant, toward an apparatus of social conservation, of whatever sort it may be? That would be the only madness truly unacceptable on our part. Everything remains to be done, every means must be worth trying, in order to lay waste to the ideas of family, country, religion. No matter how well known the Surrealist position may be with respect to this matter, still it must be stressed that on this point there is no room for compromise… We combat, in whatever form they may appear, poetic indifference, the distraction of art, scholarly research, pure speculation; we want nothing whatever to do with those, either large or small, who use their minds as they would a savings bank.. All the forsaken acquaintances, all the abdications, all the betrayals in the book will not prevent us from putting an end to this damn nonsense.” (128-129 The Second Manifesto of Surrealism) The University of Michigan Press. Translated from French by Richard Seaver and Helen R. Lane


It is necessary to evaluate Destruction 2011 within the above extract. Destruction means a dissappearance. Dissappearance is a revolutionary movement.While Lautrémont was writing his songs; he existed in the countries of seas, sanctified death,sanctified life, detested people, loved sailors who are in love with sharks,glorified sea monsters.Towards the end of his songs, he chose a journey to death.The Songs of Maldoror sing dreams and the worst creature in this world is humans. One day, Maldoror witnesses that a boat has turned over by the storm, nobody can survive from the accident. On looking at the wreck, when he sees an injured he gives his decision immediately. Nothing can change that decision. He kills the man. He has no fear because the man’s justice was sleeping in cradle at that magnificient night’s storm rocked. If it was a horse or a dog survived from accident, Maldoror would not touch it.With drunkenness brought by storm, Maldoror presents man’s justice to man.All the passengers are equal in the middle of the sea,among wreck heap, they can float without clinging the sea. People who row in a boat with class distinction can be equal only they are dead in a wreck, pure justice requires that.While saying that he experienced the pleasure of murder as far from value judgements and moral mercy,actually,he sanctifies life because he can penetrate deep inside of man.On the other hand,in following chapter,when he saw a committed suicide youngster was alive he would gladden.

In his article touched on Benjamin’s Surrealism, Michael Löwy adduced Benjamin, Rimbaud, Lautrémont as great anarchists.The reason of that is Spiesser and Filistens blown up the bourgeois moral order in other words “moral madness” (Löwy, Morning Star, p.35)

According to Löwy; among those years marxist philosophers,only Benjamin attained the forethought of terrible destructions that industrial/bourgeois civilization which is in period of depression can procreate.To collapse the civilization against the destructions that civilization can procreate and its reconstruction,that is The Destruction 2011 imagines.Adding power of drunkenness to revolution,settling a new existance is the desideratum.All the beings will join this festival,especially animal;,in the boat,they were running away from destruction of civilization and terrible storm,Lautrémont would certainly save them, Appollinaire would write poems for each of them.What about human?Who would save the human?Searching for this answer is incumbent upon the human anyway…


Fantom

Hiç yorum yok: