RUHUN SOKAK GÜRÜLTÜSÜ DÜŞ RİTMİNDE
THE DIN OF STREET SPIRIT SOUNDS IN THE RYTHME OF DREAMS
25 Ekim 2010 Pazartesi
memory/hafıza
Bu 1 Situasyonist Sergi Değildir/This is not a Situationist Exhibition
memory action by: gökçen&rafet
kasım/november 2008, İstanbul
http://kentebalyoz.blogspot.com/
22 Ekim 2010 Cuma
Soyut Yeni Edebiyat Bildirisi
‘21. yüzyıl 20 yüzyıldan radikal bir biçimde kopacaksa, bu tümüyle beklenmedik bir formda olacaktır’
J.G. Ballard
Baylar, bayanlar, çocuklar, hünsalar, glbt insanlar, mutant türler ve bedensiz varlıklar; duyduk duymadık demeyin!
Dikkat!
Dikkat!!
Zaman değişiyor sevgili insanlık ve sergilenen küresel piyes bizlere hep aynı hapları yutturmaya devam ediyor. Hep aynı hikayeleri dinlemekten sıkıldık. Ve ‘kısa yoldan’ anlatmak istiyoruz derdimizi. Çünkü; hızın, belirsizliğin, anında değişimlerin, mutasyonun, doğaçlamanın, eklektik olanın merkezde olduğu yeni bir çağı yaşıyoruz biz.
Artık kimse bize 20. yüzyılın ezberi ile gelemez; hele hele 18. yüzyılın naturalist akılsızlıkları ile asla!
Dikkat!
Dikkat!!
Şimdi; tüm bu kaotikliğin içindeki yeni olasılıkları görme vakti. Giriş-gelişme-sonuç istemiyoruz; çünkü bu ilerlemeci, idealist tarih anlayışının edebiyattaki izdüşümüdür ve yaratıcılığı sömürgeleştirmeye yarar. Rasyonalist bir tutarlık isteyemiyoruz; bu sadece hayatımızın en önemli anları olan rüyaları ‘öteki’leştirmeye yarar. Akademik kalıplardan, ayrımlardan, kanonlardan nefret ediyoruz; çünkü onlar özgür imgeyi bir cendere içine sokar.
İnsan türünün kitlesel olarak kişilik bölünmeleri yaşadığı bir çağda, kimse bizden klasik bütünsel anlatılar beklemesin. Varlığın şizofreni, gerçekliğin simülasyonla parçalandığı bir çağda fragman temelli, düzensiz yapılar kurulabilir. Bütünsellik artık hikayenin ilerleyişindeki matematik işleme değil. Hikaye sonunda okurun yapacağı bilişsel sağlamanın içindedir.
Dikkat!
Dikkat!!
Bizim için 21. yüzyılın post-modern hikayesi, artık bir birinden Çin Seddi ile ayrılmış öykü, lirik, anlatı, anı gibi kalıplar tanıyamaz; blog ustalarının öykü-romanlarının kitaplaştığı yeni dünyada. Göndermelerini ustaca kısa anlatısına gömmüş, türsel kısıtlamalardan, dilsel baskılardan uzak, deneysel, bir sınır ihlali yazını;
okurun gözlerinde zeka parıltılarını arayan yenibinyıl öyküsü.
Yeni dalga çoktan başladı: Kısa ve saldırgan. Vahşi ve lezzetli. Ruhsal ve döngüsel. Hızlı ve keyifli.
Hala köy romanı ya da Kemalettin Tuğcu mu?
Hayır; bu yarın değil; çünkü gelecek çoktan gerçekleşti.
Rafet Arslan
Ekim-2010
J.G. Ballard
Baylar, bayanlar, çocuklar, hünsalar, glbt insanlar, mutant türler ve bedensiz varlıklar; duyduk duymadık demeyin!
Dikkat!
Dikkat!!
Zaman değişiyor sevgili insanlık ve sergilenen küresel piyes bizlere hep aynı hapları yutturmaya devam ediyor. Hep aynı hikayeleri dinlemekten sıkıldık. Ve ‘kısa yoldan’ anlatmak istiyoruz derdimizi. Çünkü; hızın, belirsizliğin, anında değişimlerin, mutasyonun, doğaçlamanın, eklektik olanın merkezde olduğu yeni bir çağı yaşıyoruz biz.
Artık kimse bize 20. yüzyılın ezberi ile gelemez; hele hele 18. yüzyılın naturalist akılsızlıkları ile asla!
Dikkat!
Dikkat!!
Şimdi; tüm bu kaotikliğin içindeki yeni olasılıkları görme vakti. Giriş-gelişme-sonuç istemiyoruz; çünkü bu ilerlemeci, idealist tarih anlayışının edebiyattaki izdüşümüdür ve yaratıcılığı sömürgeleştirmeye yarar. Rasyonalist bir tutarlık isteyemiyoruz; bu sadece hayatımızın en önemli anları olan rüyaları ‘öteki’leştirmeye yarar. Akademik kalıplardan, ayrımlardan, kanonlardan nefret ediyoruz; çünkü onlar özgür imgeyi bir cendere içine sokar.
İnsan türünün kitlesel olarak kişilik bölünmeleri yaşadığı bir çağda, kimse bizden klasik bütünsel anlatılar beklemesin. Varlığın şizofreni, gerçekliğin simülasyonla parçalandığı bir çağda fragman temelli, düzensiz yapılar kurulabilir. Bütünsellik artık hikayenin ilerleyişindeki matematik işleme değil. Hikaye sonunda okurun yapacağı bilişsel sağlamanın içindedir.
Dikkat!
Dikkat!!
Bizim için 21. yüzyılın post-modern hikayesi, artık bir birinden Çin Seddi ile ayrılmış öykü, lirik, anlatı, anı gibi kalıplar tanıyamaz; blog ustalarının öykü-romanlarının kitaplaştığı yeni dünyada. Göndermelerini ustaca kısa anlatısına gömmüş, türsel kısıtlamalardan, dilsel baskılardan uzak, deneysel, bir sınır ihlali yazını;
okurun gözlerinde zeka parıltılarını arayan yenibinyıl öyküsü.
Yeni dalga çoktan başladı: Kısa ve saldırgan. Vahşi ve lezzetli. Ruhsal ve döngüsel. Hızlı ve keyifli.
Hala köy romanı ya da Kemalettin Tuğcu mu?
Hayır; bu yarın değil; çünkü gelecek çoktan gerçekleşti.
Rafet Arslan
Ekim-2010
16 Ekim 2010 Cumartesi
11 Ekim 2010 Pazartesi
Transformasyon
9 Ekim 2010 Cumartesi
7 Ekim 2010 Perşembe
Gündüzdüşü Bağımlısı-MERL
Gündüzdüşü Bağımlısı
Ne için, bütün bu mekanizma?
Şekerlenmiş cam tepecikleri kabarttı dilimi
kiralamışken kırılmamış son parmağımı.
Yapılabilsin diye laparoskopi sabahın bu saatinde
İhtiyaç duyardım bir elma şekerine ya da küpelerinden birine.
Yarasa mağarası ya da deli evi? Nefesin bulutla kaplıyor makineyi.
Seni düşünmek yapay bir akciğerle, ıslatıyor beni ve diken diken yapıyor tüylerimi,
rüzgarın balkonda biriktirdiği kar yığınları gibi ya da yerde yanması nitrojenin.
Merl
Çeviri:Şakir Özüdoğru, Zeynep Aygül
ps: Londra Sürrealist Eylem grubunun sevgili aktivisti Merl'in bir kaç önemli şiirini de yakın zamanda, kollektif bir çabayla sizlerle paylaşıcağız. Merl son olarak Head Louse Press'ten yayınlanan The Reality Binge Trick adlı şiir kitabına imza atmıştı.
.......................
Daydream Addict
What’s it for, all this machinery?
The candied glass ridges blistered my tongue
while ı chartered my last unbroken finger.
To perform keyhole surgery at that hour of the morning
I would have needee a popsicle, or one of your earrings.
Batcave or funhouse? Your breath clouds the engine.
Thoughts of you in an iron lung turn me wet and bristly,
like snowdrifts on the balcony, or nitrogen burns on the flor.
Merl
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)