RUHUN SOKAK GÜRÜLTÜSÜ DÜŞ RİTMİNDE

THE DIN OF STREET SPIRIT SOUNDS IN THE RYTHME OF DREAMS

26 Mart 2010 Cuma

İşçisin Sen İşçi Kal- ya da Sanat Eyleminde Kollektivite



15 Mart günü Hafriyat grubunun refleksi ve Hazzavuzu, Yeni Sinemacılar gibi instiyatifleirn katılımıyla Tophane'deki Muzaffer Eronat'a ait 'karakamu' tarafından yokedilmeye terk edilmiş heykeli yerinden alarak, sahip çıkma eylemi düzenlendi.

Her en kadar işgüzar, derin toplumun refleksi ile tamamlanamasa da bu eylem, güncel sanat sahnesindeki sessiz haz halinin, majör saplantıların, papazileşmenin ötesine geçen bir harekettir.

Tekel işçilerinin pratiği ile ülke gündemine yeniden işçi sınıfının mücadelesi gelmişken yapılan eylem anlamlıdır. Bu noktadaki çaba Antonio Cosentino'nun “Bir işçi heykelinin de işçiyle aynı kaderi yaşaması ironik. Heykelin başına gelenler incitici. Heykelin bugüne kadar yaşadıklarının yarattığı imgenin yanına kendi imgemizi dahil ediyoruz. Bu konuda bir bilinç oluşturmak istiyoruz” sözleriyle açığa çıkıyor.


Bu anlamda başta Hafriyat olmak üzere eylemcileri selamlarız. Fakat altını çizmek isterim ki zaten bu hamlenin bize haberi verilse toprağı kazmaya gönüllü eylemciler olarak arkadşların yanında , sahada yer alırdık. Kuşkusuz Şebeke, S.E.T, Aktif Kollektif gibi dayanışma ağlarımzıla bu güne değin sanat-eyleminde bulunmuşken, kişisel olarakta tanıdığımız dostlarımız ile bu tip bir iletişim eksikliği içinde olmayı kuşkusuz kaşılıklı düşünmemiz gerekir.

Gelinen ortamda içine kapalı değil, 'işine' kapalı bir kültür-sanat ortamımız var.
Yani 'işine göre kapanan' küçük, risksiz, dışa-kendine benzemeyene-tuhaf olana kapalı, aktivist değil ahbab çavuş bir ortam. Hafriyat'ın bu noktada kollektif olarak eyleme geçme refleksi önemlidir, ama büyütülmesi gerekir.


basında çıkan haber için:
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&Date=&ArticleID=987425&CategoryID=77

Hiç yorum yok: