güncel politikadan hep uzak duruyoruz, politikaya karşı anti politikayı savunuyoruz. ama bir istisna yapıp girmek istemediğimiz bu mutasyon havuzuna elimizi sokalım.
iktidarın demokrasi adına koca nutuklarının tek karşılığı gözlatında zulümün kısmen azalması olmuştur. ama bunun boşluğu şiddetin sokaklara yayılmasındadır. karakolda azalan zulüm travestiye, sarhoşa, eylemciye arka sokaklarda yasımaktadır. ayrıca 'derin halk' gerekli yerde linç kalabalığı olarak hazır beklemektedir, bunun mağduru sırf kürtler, yada pkk'li gibi lense edilen komünistler değildir. Selendi örneğindeki gibi mahallemizdeki çingenelerde olabilir. hatta eski zamanlardan fırlayan zulüm politikaları da uygulanabilir: tehcir...
iktidarın şehircilik üstünden ördüğü kapitalizmi ve vahşetini ne yazık ki muhalif hareketler görmekten uzaktır. Toki benzeri modeller ile inşa edilen kapitalizm Situasyonist okumalar yapmış insanlar için çok tanıdık, eski modelleridir.
başbakan ülkenin tüm romalarına getho'larda toplama çabasına girmiştir. amaç denetimin zayıf olduğu 'açık mahallelerin' yok edilmesi, gündelik hayatın tam disipline edilmesinin sağlanmasıdır.
iktidar Tekel işçilerine saldıracak, gözüken o. bu saldırı da otorite adına tüm mülksüzlere karşı bir gözdağı olacak şekilde organize diyor. son bir haftadır kolluk kuvvetleri temsili grev cadırlarını kurup onlarla, operasyon simülasyonları tertipliyorlar. bu durum karşısında sadece konuyla ilgili söylediğimzi gerçek dışında (tekel işçileri sosyal haklarını alınca akp, mhp ve chp'ye oy vermeye devam edecektir, ruhsal olmayan direnişin hafızası kolayca amneziye ynik düşecektir), reflexlerimiz uyanık olacaktır.
ne yazık sol ve iyice eskisol mantığa bürünen bazı anarşist yapılar 'işçi sınıfı'nın yaptığı eylemlerden tahrik olmaktadır. ki bu baştan çıkmada hala eski sınıf söylemlerinin ciddi etkisi vardır. ama saldırı öncesi eleştiri süreci rafa kalkacaktır.
geleneksel yönetim eliti ile iktidar hesaplaşıyor, şimdi onu eleştirmeyelim diyen; hem darbe fetişizmine hemde hoca cüppesine aynı anda karşı çıkamayan ülkemiz enteljansiyasının durumuda ilginçtir. son tasfiye operasyonları ile çıkan sonuç doğrultusunda iktidar ile başbaşa iken alacakları tavırlar merakla beklenecektir.
güncel siyasetin ötesinde gündeik hayatı dönüştürmek yada ele geçirmek adına ne koyabiliriz, sanırım asıl konuşulucak şey bu.
bay perşembe
RUHUN SOKAK GÜRÜLTÜSÜ DÜŞ RİTMİNDE
THE DIN OF STREET SPIRIT SOUNDS IN THE RYTHME OF DREAMS
26 Şubat 2010 Cuma
25 Şubat 2010 Perşembe
UNDERGROUND POETIX 5
UNDERGROUND POETIX 5
MARTIN İLK HAFTASI DAĞITIMDA
BU SAYIDA
*Kenneth Rexroth: Karşı Kültür (ve Beat Kuşağı)
Beat kuşağı, sıklıkla ağızlara sakız olan bir kavram ülkemizde, elbette ki beat kuşağı Amerika’ya gökyüzünden düşmedi, onun içine doğduğu bir ortam ve bu ortamın: edebi, kültürel, politik ve de aktivist tabanı zaten hazırdı, işte Kenneth Rexroth biraz kızarak ve yer zaman sitemkar sivri bir dil kullanarak beat’in varolan karşı-kültür arenasının sadece bir parçası olduğunu bize net bir dille anlatıyor. Bu anlatı sıran birinin kaleminden değil, yaşamıyla anlatısını doğrulayan birinin ağzından dökülüyor.
*Bir Alt-Kültür Mirası Ferhat Kamil Satıcı
Satıcı’nın dosya metni tam olarak durumun bir özeti niteliğinde, benim tabirimle net olarak “Yeni Şehir Etnografisi” sokak sanatı & mimari açılımını yakalayarak ortaya arkeolojik bir metin koyuyor. Demoda’nın rahatlıkla moda olabildiği bu ülkede işin özüne ve güncel pratiğine yönelik nitelikli bir çalışma.
*İslam’da Satanizm Hakim Bey
Türkiye’de Hakim Bey noktasında sadece çeviri alanında değil teori ve pratik olarak da söz sahibi konumunda olan İnan Mayıs Aru, TAZ haricinde de Hakim Bey üzerine çalışmalarına devam ediyor, İslam’da Satanizm Hakim Bey’in önemli bir çalışması.
*Hasan Sabbah’ın Uyuşturucu Düşleri
Yakın zamanda Hasan Sabbah’ın William Burroughs’ca yazılmış “son sözler”ini de yayımlayacak olan UP, bir ön metin sunuyor: uyuşturucular hele ki halüsinojenler noktasında Türkiye’de fantastik açıdan Alemut harici pek bir iş yapılmayan Sabbah’a sıkı bir yaklaşım.
*Easy Rider
Karşı-kültürün kült mertebesine ermiş ve yol filmi sınırlarının ötesine geçebilmiş kutsal yapımı üzerine enfes bir çözümleme.
*Yage Mektupları. Allen Ginsberg William Burroughs
William Burroughs ilk kitabı Junky’yi: “yage benim için yeni bir kapı olabilir” diye düşünerek bitiriyor. Yage her ne kadar bir uyuşturucu olmasa da kültürel yapısı ve halüsinojik yapısı Burroughs için hem zihinsel ve edebi açıdan hem de yeni bir madde olması bakımından yaşamında büyük bir yer kaplıyor. Allen Ginsberg, Burroughs’un gidip takıldığı ülkelerde daha sonra onun deneyimlerini de kullanarak Yage’yi deniyor ve bunun üzerine Burroughs ile olan yage yazışmaları başlıyor.
*Kızgın Tugay- The Angry Brigade.
Merve Darende derlediği bu metinle net olarak Kızgın Tugay’ın hikayesini sunuyor bize.
*Charles Plymel: BEAT KUŞAĞI ÖNCÜSÜ BİR GERÇEK HIPSTER
Hipster ne yazık ki hala ülkemizde zaten üzerine eğilinen çok az kişi tarafından hippi olarak çevriliyor, oysa beat öncesi kültürde tıpkı hobolar gibi geleceği şekillendiren bu insanlar doğal olarak beat kuşağının da köşe taşlarını belirledi, yaşamlarına, kültürlerine net olarak şekil verdi. Plymel Türkiye’de adına rastlanamayacak bir şair, yazar, anlatıcı. Beat kuşağının baba isimlerinin tapındığı ve değer verdiği saygıda kusur etmediği bir isim. Bu enfes röportajdan bilinmeyen bir tarihe yönelik zevkle öğreneceğiniz çok şey var.
*Zen Şiiri –İnan Mayıs Aru
Tam olarak eksiksiz bir zen şiiri, zen ve şiir-i dosyası. Daha ne olsun ki?
*Jazz Şiiri
*Bu sayının ritmi açısından kendiliğinden doğan kaçınılmazlıklardan biri Jazz Şiiri
*Wong Kin Yuen. Uzamların Kıyısında: Blade Runner, Ghost in the Shell ve Hong Kong’un Hong Kong Kentsel Uzamı
*Osman Şişman’ın emek harcadığı çevirisiyle bilim kurgu sineması ve mimari noktasında okunması farz bir metin.
*Levent Şentürk SARKİS’i yazdı.
*Poetix giderek müziğe kendi müziğine daha çok yer verecek, bu sayıda, Batur Sönmez ve BICYCLE DAY röportajı dışında
DİĞER ANA NOKTALARIMIZ İSE:
*EXHAUST. Sanat Politiktir.
*GOD SPEED YOU BLACK EMPEROR. Kaos Politikası
POETIX sayfalarında
*Karşı-Kültür Mimarisi. Alastair Gordon
*Amerika’da Radikal Feminist Kadın Hareketleri. Derya Bayraktaroğlu
*İZMİT BALIKÇI BARAKALARI. Levent Şentürk-Hakan Doğukanlı
*Cesur Yeni Dünya: Harlem Rönesansına Giriş. Pelin Aybay
*Ballard ve Distopya. Zeynep Ultav
*Mekanın Kayıp Öznesi: Amerikan Erkeği ve Şehir Kültürü. Murat Göç
*Kutsaldan öteye doğru bir sürükleniş-Feral Faun
Bunların dışında Rafet Arslan, Suç Fiili Olarak Dikizleme başlığıyla bizlere Pepping Tom’u yazdı. Zeki Müren’i sevdiğimizi haykırmak gerek, bunu bizim için doğal olarak A. Zekai Özger yaptı. İlhan Berk’ten mimariye nasıl bakarız, Behçet Necatigil “ev”ler hakkında ne der, Primat şiir’e biraz daha fazla eğildik, Batur Sönmez ile Hira Doğrul Röportajı ve Türkiye'de NOISE. Barış Yıldırım ve Bülent Yıldız iki ayrı metinle Grotowski ve yoksul tiyatroyu yazdılar. Yepyeni şairlere yer vermek adına değerli dostlarımızdan izin istedik bu sayıda, Büşra Kurtar, Veli Düdükçü, Eren Okur ilk defa Poetix’de yer aldı şiirleriyle. Paris’ten minicik bir hikaye yazdı SU bizim için, ve Sivas’tan Serdar Aydın enfes bir çizimle yaşam verdi bu hikayeye. Osman Şişman kaleminde “Pan.or.ama?” bu sayının önemli denemelerinden. Casablanca şiiriyle sevgili Ezgi Aksoy aramıza katıldı ilkin.
EKSİKSİZ TAM İÇERİK DERGİDE YER ALIŞ SIRASINA GÖRE ŞÖYLEDİR:
Kenneth Rexroth: Karşı Kültür (ve Beat Kuşağı)
Jenni Fagan:Şiir
Fütürizm ve Müzik: Luigi Russolo Noemi Blumenkranz-Onimus
İlhan Berk Mimarisi ya da Ev: Şenol Erdoğan
Jean Cocteau Porte
Bir Altkültür Mirası (Yeni Şehir Etnografisi [sokak sanatı & mimari]) : Ferhat Kamil Satıcı
2/5BZ’den aka from berbat zöksal - imaj
Karşı Şehircilik Karşı Mimari: Murat Germen
İslam dininde Satanizm
Hiçbir yerden başka nereye gidebiliriz ki şimdi Nick Cave Şiir
Hasan Sabbah’ın Uyuşturucu Düşleri
Mete Sancaktaroğlu kolaj çalışmalarından seçki
Easy Rider
Yage Mektupları. Allen Ginsberg William Burroughs
Bük. Kerim Atay. Şiir
Şehir ya da / ve de “porno” ve “politik” olan üzerine ya da “modern” ve “şehir” olan / olamayan üzerine. Şenol Erdoğan
Elif Yıldız. Çizim
Burroughs-Cobain Projesi: "The Priest They Called Him"
Kızgın Tugay- The Angry Brigade. Merve Darende
Charles Plymel: BEAT KUŞAĞI ÖNCÜSÜ BİR GERÇEK HIPSTER
Zen Şiiri –İnan Mayıs Aru
Jazz Şiiri
Arkadaş Zekai Özger
Beat.. Norbert Blei
Otoban. Emre Varışlı. Şiir.
Aşırı Gerçeklikten Kaba Gerçekliğe: Neo-Pornografi. Özkan Şahin
Bahçesizlikler Bahçesi. Veli Düdükçü. Şiir
Eren Okur. Şiir
Özkan Şahin. Şiir
Zafer Yalçınpınar. Şiir
Pepping Tom. Suç Fiili Olarak Dikizleme. Rafet Arslan
Primat Poetix
Behçet Necatigil. Şiir
Behçet Necatigil ve Ev’i Üzerine. Şehnaz Şişmanoğlu
Batur Sönmez. Bir Hira Doğrul Röportajı
Büşra Kurtar. Şiir
Yoksullar Ve Yoksul Tiyatro. Barış Yıldırım
Grotowski Tiyatrosu Üzerine Bir Okuma. Yeni İnsanı Yaratmada İlkele Dönüş Ve Yoksul Tiyatro. Bülent Yıldız
Gündelik Bir Olay. Yazan: B.Su Polat. Çizen: Serdar Aydın
Sarkis. Levent Şentürk
Pan.or.ama? Osman Şişman
Wong Kin Yuen. Uzamların Kıyısında: Blade Runner, Ghost in the Shell ve Hong Kong’un Hong Kong Kentsel Uzamı
Casablanca. Ezgi Aksoy. Şiir
EXHAUST. Sanat Politiktir.
GOD SPEED YOU BLACK EMPEROR. Kaos Politikası
BELA. Terre Thaemlitz
Melike Kılıç. Çizim
Karşı-Kültür Mimarisi. Alastair Gordon
Amerika’da Radikal Feminist Kadın Hareketleri. Derya Bayraktaroğlu
İZMİT BALIKÇI BARAKALARI. Levent Şentürk-Hakan Doğukanlı
Cesur Yeni Dünya: Harlem Rönesansına Giriş. Pelin Aybay
aKTN. K.
Mekanın Kayıp Öznesi: Amerikan Erkeği ve Şehir Kültürü. Murat Göç
Kutsaldan öteye doğru bir sürükleniş-Feral Faun
WHAT ARE YOU ABOUT? bir “bicycle day” röportajı
Ballard ve Distopya. Zeynep Ultav
The Reality Binge Trick
21 Şubat 2010 Pazar
Toplum Düşmanı- açılış
kalabalık ve ilgili bir kitle ile açılışı çarşamba günü yaptık. açılış performansında Sedat'ın Ulrike ve Baader konuşmalarından hazırladı 3:45sn'lik noise ses performansına perşembe'nin yaptığı okuma ile cereyan etti.
gece dans edemediğimiz devrim devrim değildir kafası ile oldukça yükseldi.
masada 4 sürrealist... isabelle, fantom, bay andre ve perşembe yan yana uzun uzun sohbetler ettiler açılış gecesinde. bu sırada Onston bahçede birasını yudumluyor ve Cins liderliğindeki aktif kollektif şebekesi havuza çıkan merdivelerde otonom bölge yaratma işine soyunuyorlardı
Belgrad 6'lısı Artık Özgür
Belgrad 6'ı olarak bilinen ve içinde Sırp Sürrealist hareketinin temsilcisi yoldaşımızın da olduğu 6 anarko-sendikalist çıktıkları mahkemece, tutuksuz yargılanmak için serbest bırakılmışlardır:
http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=1133296
Konu ile ilgi bildiri metni şöyleydi ayrıca:
http://surrealisteylemturkiye.blogspot.com/2009/11/uluslar-aras-surrealist-bildiri.html
http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=1133296
Konu ile ilgi bildiri metni şöyleydi ayrıca:
http://surrealisteylemturkiye.blogspot.com/2009/11/uluslar-aras-surrealist-bildiri.html
17 Şubat 2010 Çarşamba
bizim sürrealizmimiz -2 (içsel döküman)
ömrümüz olursa geçmişe bakıp, kesin anacağımzı dönemler olacak. bir kabus gibi 2010'un çöküşü, 35 günlük ağır badireli (ve güzellikli) cephe gerisi dönemi.
zor zamanlardı hepimize, benliğin silikleştiği, varlığın ve eyleminin sorgulandığı, kendimizi unutma nöbetleri, silinmenin o tuhaf matematiği.
işte bu ruhsal sessizlik ikliminde kadıköy da dostlar sokaktaydılar ve unutmadılar, unutmaya da izin vermediler.
ve ömrümüz olursa bir gün mahçup bir tebessümle o günleri anıcaz: sen de yoksun biz varız- denebilen günleri...
rastgele hepimize...
action: imagiro, rad, alt komşu
7 Şubat 2010 Pazar
bizim sürrealizmimiz üstüne..
bizim hiç kravatımız olmadı!
bizim hiç akademik gerçeküstücülüğümüz olmadı, biz sokakta, kaldırım taşlarınının üzerinde hissettik gerçeküstücülüğü.
biz hiç sanat disiplini olamadık, çünkü biz sanatçı değiliz. biz hiç disipliner olamayız, çünkü liberteriz.
biz hiç saygın yazar, düşünür olamadık; çünkü biz her daim serseriydik-serseriyiz. Baudlaire'in 'esrikleşin' nutkundan hiç dönmedik!
biz büyük yapıtlarla yola çıkan büyük yetenekler, hiç olmadık. bir olmanın, biz olmanın büyüsüne inandık, salt rastlantılara sığınarak.
biz hiç laf cambazı, teorisyen, kuram insanı olmadık, yolda olmayı, eylemeyi, deneyimlemeyi seçtik. edebiyete, edebiyattan yakın olduk; hiç sakınmadık sarılmaktan ruhlarımıza.
biz bir sürrealist topluluk olamadık hiç; hiç ciddi toplantımız, oylamamız, karar defterimiz olmadı. ama biz eylem olduk, sokak olduk, tenin tenin değişindeki ürperti, sarhoşluğun bulutu olduk.
biz gelecek, kariyer, kürsü, güç gibi kavramlara itibar etmedik, çocukların, kuşların ve delilerin gözlerindeki ışıltıya inandık hep, yek.
bizim için sürrealizm; insana, topluma, dünyaya, tanrıya karşı büyük bir reddiyedir. ve bunun içinse içsel bir sezgidir, zihinsel bir durumdur,paranormal bir ağdır, bağdır.
ve hala bürokratlar çocukların düşlerinin büyüklüğünden haberdar değil. ve hala pis kokan bir ırkçılık boy veriyor her toprakta. biz bu yüzden, barışa, içi boş sevgi nutuklarına, uzlaşmalara inanmıyoruz.
biz hala kravat takmıyoruz!
S.E.T
6 Şubat 2010 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)